Amaç: Pulmoner tromboemboli (PTE), staz, hiperkoagülasyon ve/veya endotel hasarı sonucu pulmoner arter ve dallarının trombüs materyaliyle tıkanması ile karakterize bir hastalıktır. Son yıllarda yapılan çalışmalar platelet parametrelerinin, hastalığın mortalitesi ve tanısal bir parametresi olarak kullanımına odaklandı. Özellikle meta-analizlerde yükselmiş ortalama trombosit hacmi (MPV) değerleri ile ölüm ve hastalık riski arasında anlamlı bir ilişki bulundu. Çalışmamızın amacı, trombosit parametreleri ile radyolojik tutulumun şiddeti arasındaki ilişkiyi incelemektir.
Gereç ve Yöntemler: 2012-2021 yılları arasında PTE tanısı ile izlenen hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi. Hastalar radyolojik olarak üç gruba ayrıldı: majör dal tutulumu olanlar, majör dal tutulumu olmayan segmental dal tutulumu olanlar ve sadece subsegmental dal tutulumu olanlar. Ayrıca hastalar radyolojik olarak ana dalda %50’den fazla tutulum olup olmadığına ve radyolojik olarak sağ ventrikül/sol ventrikül oranının 0,9’un üzerinde olup olmadığına göre iki grupta incelendi. Tanı anında hastalardan alınan tam kanda trombosit (PLT), nötrofil, lenfosit, trombosit/lenfosit oranı (PLR), nötrofil/lenfosit oranı (NLR), MPV, prokalsitonin (PCT), trombosit dağılım genişliği (PDW), trombosit büyük hücre oranı (PLCR) verileri de kaydedildi.
Bulgular: PLR’de yükselme ile ana dalda %50’den fazla oklüzyon arasında anlamlı bir korelasyon vardı (p=0,041). Trombosit, PDW, PCT ve nötrofil değerleri majör, segment ve subsegment tutulumuna göre radyolojik olarak farklılık gösterdi; ancak alt grup analizleri çalışmamızda beklediğimiz lineer farkı sağlamadı.
Sonuç: PTE’de PLR’deki artışın radyolojik ağırlık ile ilişkili olduğu görülmektedir. Trombosit indeksleri ile radyolojik tutulum arasındaki ilişkinin çok merkezli çalışmalarla desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Objective: Pulmonary thromboembolism (PTE) is a disease characterized by occlusion of the pulmonary artery and its branches by thrombus material as a result of stasis, hypercoagulability, and/or endothelial damage. Recent studies have focused on platelet (PLT) parameters, mortality of the disease, and its use as a diagnostic parameter. In particular, a significant relationship was found between high mean PLT volume (MPV) values and mortality and disease risk in the meta-analyses. The aim of our study is to examine the relationship between PLT parameters and the severity of radiological involvement.
Material and Methods: The files of patients who were followed up with the diagnosis of pulmonary thromboembolism between 2012 and 2021 were reviewed retrospectively. The patients were radiologically divided into 3 groups: (1) those with major branch involvement, (2) those with segmental branch involvement without ma-jor branch involvement, and (3) those with only subsegmental branch involvement. In addition, patients were examined in two separate groups according to whether there was more than 50% of involvement in the main branch radiologically and whether the right ventricle/left ventricle ratio was above 0.9 or not, radiologically. PLT, neutrophil, lymphocyte, platelet/lymphocyte ratio (PLR), neutrophil/lymphocyte ratio, MPV, plateletcrit (PCT), platelet distribution width (PDW), and PLT large cell ratio data in complete blood count measurements taken from patients at the time of diagnosis were also recorded.
Results: There was a significant correlation between rising in PLR and occlusion in the major branch more than 50% (p=0.041). PLT, PDW, PCT, and neutrophil values differed radiologically according to the involvement of major, segment, and subsegment; however, subgroup analyses did not provide the linear difference that we expected in our study.
Conclusion: An increase in the PLR appears to be associated with radiological weight in pulmonary thromboembolism. We think that the relationship between PLT indices and radiological involvement should be supported by multicenter studies.