1. | Kapak Cover Sayfalar I - III |
2. | Editör’den Editorial Sayfa IV |
3. | İçindekiler Contents Sayfa V |
4. | Yayın Politikaları ve Yazım Rehberi Publication Policies and Editorial Gude Sayfalar VII - VIII |
DERLEME | |
5. | COVİD-19 Pandemi Döneminde Akciğer Kanseri Yönetimi Lung cancer management in the COVID-19 pandemic Murat Akyol, Berna Komurcuogludoi: 10.5222/IGH.2020.52714 Sayfalar 55 - 61 Çin’den bütün dünyaya yayılan Covid-19 enfeksiyonu halen dünya genelinde yayılmaya ve ciddi mortalite nedeni olmaya devam etmektedir. Covid-19 enfeksiyonu sıklıkla ciddi akciğer tutulumuna bağlı pnömoni, ARDS ve solunum yetmezliğiyle mortaliteye neden olmaktadır. Akciğer kanseri hem akciğerdeki lokal direncin düşmesine hem de tedavi süresinde oluşabilen immunsüpresyon ile Covid-19 pnömonisi gibi sekonder enfeksiyonlara bağlı olarak karşı olgularda artmış mortalite riskine neden olmaktadır. Covid-19 enfeksiyonu seyrinde, kanser ve eşlik eden diğer ciddi komorbiditeler; yüksek oranda ağır klinik tablo, yoğun bakım yatışı ve mortaliteye neden olmaktadır. Akciğer kanserli hastaların bireysel olarak değerlendirilerek, evreleri ve performanslarına göre tedavinin planlanması önerilmektedir. Pandemi sürecinde tanıda endobronşiyal girişimsel tetkikler yerine non-invaziv radyolojik yöntemlerin kullanılması, hastane başvurularının minimuma indirilerek, hastalarda en etkili ancak daha az immunsüpresyon yapan tedavilerin verilmesi planlanmalıdır. |
ORIJINAL ARAŞTIRMA | |
6. | Weaning İçin Pulmoner Rehabilitasyon Programı içeren Yeni Bir Model A New Model Consisting Pulmonary Rehabilitation Program For Weaning İpek Candemir, Dicle Kaymaz, Fatma Aktas, Pınar Ergündoi: 10.5222/IGH.2020.32042 Sayfalar 62 - 70 GİRİŞ ve AMAÇ: Akut / kronik solunum yetmezliği olan hastaları yöneten kronik solunum yetmezliği servisimiz, multidispliner ekibi ile yapılandırılmış entegre pulmoner rehabilitasyon (PR), evde bakım birimi olan hastane ünitesidir. Bu çalışmanın amacı, yatarak tedavi gören uzamış mekanik ventilasyonu (MV) olan hastalarda weaning deneyimlerimizi ve multidispliner yapılandırılmış yatan hasta kliniği modelinin weaning için alternatif bir yöntem olup olmadığını sunmaktı. YÖNTEM ve GEREÇLER: Multidisipliner yatarak PR programı ve weaning için evde invaziv mekanik ventilasyonu (IMV) olan 23 hasta incelendi. Dispne skorları, vücut kompozisyonları, solunum kas kuvvetleri, psikolojik durumları, PR öncesi ve weaning işleminden ekokardiyografik ölçümleri, IMV süresi (trakeostominin açılmasından bu yana), weaning öncesi ve 24 saat sonra AKG düzeyleri kaydedildi. BULGULAR: Bir hastada pnömoni, 13’ünde KOAH, 5’inde bronşektazi, 2’sinde kifoskolyoz, 2’sinde konjestif kalp yetmezliği tanısı mevcuttu. IMV süresinin ortanca değeri 126 gündü. Weaning, 21 hastanın 15’inde denenedi. 6 hasta weaning için uygun bulunmadı. 15 hastanın 12’si, %80 weaning başarısı ile dekanüle edildi. Dört hasta uzun süreli oksijen tedavisi (USOT), nokturnal non-IMV, 7’si USOT, 1 cihazı olmadan taburcu edildi. Weaning başarısızlığı olan hastalarda daha yüksek aksiyet depresyon skorları, sistolik pulmoner arter basıncı değerleri, daha düşük maksimum inspiratuar, ekspiratuar basınçlar, daha kısa IMV süreleri mevcuttu. TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışma, uzun süreli MV’de uzmanlaşmış merkezlerin bulunmaması durumunda multidispliner ekibinden oluşan ve PR’nin hasta yönetimine entegre edilmesinde kronik solunum yetmezliği yatan hasta kliniklerinin weaning merkezleri olarak hizmet edebileceğini göstermiştir. |
7. | Akciğer Karsinomu Tedavisi Sırasında Beyin Metastazı Gelişimini Etkileyen Faktörler Factors Affecting Occurence of Brain Metastasis During Lung Carcinoma Treatment Eylem Yıldırım, Berna Kömürcüoğlu, Tülin Bozkurt, Bilge Salık, Günseli Balcı, Aydan Mertoğludoi: 10.5222/IGH.2020.70288 Sayfalar 71 - 76 GİRİŞ ve AMAÇ: Beyin metastazı gelişimi akciğer karsinomlarında sıklıkla görülmekte ve mortaliteyi arttırmaktadır. Çalışmamızda akciğer karsinomu tanısı ile izlenen hastalarda beyin metastazı gelişimine etkili olan faktörlerin değerlendirilmesi ve beyin metastazı sonrasında sağ kalımlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Ocak 2013-Aralık 2017 tarihlerinde akciğer karsinomu tanısı alan, tanı anında beyin metastazı saptanmayan ve takiplerinde beyin metastazı gelişen 72 hasta çalışmaya alındı. BULGULAR: Adenokarsinom %40,3 oranında saptanırken, küçük hücreli akciğer karsinomu (KHAK) %31,9, skuamoz hücreli karsinom %26,4 idi. Tanı anında hastaların %30,6’sı evre IVB, %29,2’si evre IIIB ve %18,1’i evre IIIA grubundaydı. Evre I ve II grubundan toplam 5 (%6,9) hasta bulunmaktaydı. Hastaların %66,7’sinde N2 tutulumu bulunurken, %23,6’sında N3 tutulumu saptanmıştı. İlk tanıda uzak metastaz hastaların %63,9’unda bulunmamaktaydı. Hastaların tanı anından itibaren beyin metastazı gelişme süresi 11,9±8,5 aydı. Beyin metastazı geliştikten sonra hastaların yaşam süresi 3,77±4,0 aydı. Hastaların sadece %8,3’ü (n: 6) halen yaşamaktadır. Yaşamakta olan hastaların tümünün adenokarsinom tanısı aldığı saptandı. TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamızda primer tümörde yeterli tedavi yanıtlarına rağmen yaklaşık bir yıl içinde hastalarda beyin metastazı geliştiği ve iki ay içinde hayatlarını kaybetmesine neden olduğu izlendi. Mediastinal lenf nodu tutulumu, lokal ileri ve metastatik evre hastalık ve adeno kanser histolojisi akciğer karsinomunda beyin metastazı gelişiminde etkili faktörlerdendir. |
8. | Romatolojik Hastalıkların ve Mean Platelet Volume Düzeylerinin Pulmoner Emboli ile İlişkisi Relation between Rheumatological Diseases and MPV Levels with Pulmonary Embolism Ayhan Tabur, Mehmet Okumuşdoi: 10.5222/IGH.2020.00710 Sayfalar 77 - 82 GİRİŞ ve AMAÇ: Pulmoner emboli (PE), dünyanın her yerinde önemli sağlık problemi olarak gösterilmektedir. PE nedeni olan birçok predispoze durum bilinmektedir. PE için kazanılmış ve genetik risk faktörleri mevcuttur ancak hastaların %30’unda neden saptanamamaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalarda yeni risk faktörleri araştırılmaktadır. Bu çalışmada, PE ile Mean Platelet Volume (MPV) değeri ve romatolojik hastalıklar (RH) arasındaki ilişki araştırılmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmada hastane veri tabanında yer alan kayıtlar kullanılmıştır. Ocak 2008 ve Temmuz 2012 tarihleri arasında PE tanısı almış hastalar retrospektif olarak saptanarak 64 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. PE tanısı almış hastalar arasında RH tanısı almış olanlar ve hastaların MPV değerleri ortalamaları belirlenmiştir. Olgu grubuyla aynı zaman aralığında başvuran hastalardan PE ve RH olmayan 64 kişi seçilerek kontrol gurubu oluşturulmuştur. BULGULAR: Yapılan analizler sonucunda olgu ve kontrol grupları arasında anlamlı fark olmadığı tespit edilmiştir. TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç olarak, konuya ilişkin planlanacak yeni araştırmalara ihtiyaç olduğu değerlendirilmiştir. |
9. | Göğüs Hastalıkları Onkolojik Acillerin Değerlendirilmesi The Assessment of Oncological Emergencies Of Chest Diseases Dursun Tatar, Ceyda Anar, Yasemin Özdoğan, Enver Yalnız, Ali Kadri Çırak, Ahmet Emin Erbaycudoi: 10.5222/IGH.2020.43153 Sayfalar 83 - 88 GİRİŞ ve AMAÇ: Göğüs hastalıkları hastanesi acil servisine başvuran onkoloji hastalarının genel özelliklerini ortaya koymak amaçlandı YÖNTEM ve GEREÇLER: Bir aylık dönemde acil servise başvuran malignite tanılı hastaların sosyodemografik verileri ile birlikte başvuru semptomları ve acil tanıları retrospektif olarak incelendi. BULGULAR: Çalışmaya alınan 118 hastanın 105 (%84.7)’si erkek, 13 (%15.3)’ü kadın ve yaş ortalaması 61.2 yıl idi. En sık başvuru yapan yaş aralığı 50-59 idi. Hastalarımızda saptanan en sık semptomlar nefes darlığı (%50), ağrı (%27.9), ateş (%14.4) ve hemoptizi (%10.1) idi. Daha az sıklıkta bulantı (%9.3), öksürük-balgam çıkarma (%7.6) ve halsizlik (%5.9) izlendi. Küçük hücreli dışı akciğer karsinomlu hastaların %87.5’i ve küçük hücreli akciğer karsinomunun %23.5’i ileri evre kansere sahip idi. En sık rastlanan acil tanı 49 (%41.5) hastada solunum yetmezliği, 14 (%11.8) hastada kemik metastazı, 13 (%11) hastada beyin metastazı idi. TARTIŞMA ve SONUÇ: Göğüs hastalıkları acil servisine başvuran hastaların en sık yakınmaları nefes darlığı ve ağrı, en sık acil tanıları solunum yetmezliği ve metastatik hastalıktır. Genel talep palyatif tedaviler içindir, ölüm oranı düşüktür. |